25 Ağustos 2013 Pazar


ORDAN BURDAN-1
İhtişam ve Zarafet: Kore Sanatı
19 Haziran-29 Eylül 
Topkapı Sarayı Müzesi Has Ahırlar
Sergiyi duyunca çok heyecanlandık. Yeşne kısa bir süre önce Kore'ye gitmiş ve çok sevmişti. Kore'den bahsetmediği gün yok gibiydi. Bu nedenle Koreliler sanki aileden oldular.
15 Ağustos günü Çorlu'dan çıktık. Sultanahmet'e ulaştığımızda saat dört civarıydı. Ooo bir kalabalık ki sormayın. Ortadoğuda kimse kalmamış. Herkes İstanbul'da. 
Hoşgelmişler.
Topkapı sarayının Has Ahırlar bölümündeki sergi için sarayın yolunu tutuyoruz. 
Dış avlu kapısında hoşgeldiniz(!) askerleri?? gelenleri karşılıyor.
Budama mı kesim mi?
 İstanbul belediyesi budama adı altında kesime pek meraklıdır da ondan sordum.
Çimlik alanda epeyce yürüdükten sonra bilet gişeleri önüne geldik. Ne yalan söyleyeyim uzun sıra gözümüzü korkuttu.

Kuyruk uzun ama çalışanlar nazik ve hızlıymış. Sıramız çabucak geldi. Bilgilendirme yapıp paso banka kartı gibi avantajlardan yararlanabilmemiz için yardımcı oldular.

Gişelerin önündeki sergi duyurusunun sadece sarayı gezmeye gelenlerin dikkatini çekmekte başarılı olduğunu sanmam. Bizim zaten amacımız olduğu için seçici algımız çekti, çıkardı ve gözümüze soktu.
Topkapı sarayının önünde: Osmanlı saray görevlisi kostümü içinde(Belki de yeniçeri kostümü. Anlamadığım için uyduruyorum kusura bakmayın) turistik atraksiyon yapan gençler hoş görünüyor. Sıcakta bu kostümlerle biraz bunalmış gibiler ama gülücüklerini esirgemeden fotoğraf çektiriyorlar.
Sarayın ana girişindeki burçlara selam verip kapıdan geçiyoruz.



Girişin hemen solunda serginin yer aldığı Has Ahırlar bölümüne giden yoldan aşağı doğru iniyoruz.

Sağ üst kısımda görülen, özgürlük kulesi adı verilen binanın tam karşısında ağır kadife perdeler ve her iki yanına asılmış afişlerle serginin girişine, taş kapıya gidiyoruz.

İlk olarak teletabilerin memleketinden gelmiş gibi duran sergi panosu ile karşılaşıyoruz. Sergilerde adettir milyon tane tanıtım tabelası koyarlar.







    





İnsanlık tarihinin her döneminde ve tüm toplumlarda savunmasız çocuklar istismara uğramış.
                         Joseon Hanedanının hizmetinde çalışan kız ve erkek çocuk betimlemesi bunun bir ifşası.        
 
                                  
Masif ahşaptan Budist din adamı heykeli çok başarılı bir çalışmanın ürünü.
Serginin başrol oyuncusu; 12. yüzyılda üzerine kakma tekniğiyle Turna kuşu ve bulut motifi işlenmiş bu içki kabı. 
  
Sırada ev yaşamı ve giysilere ait bölüm var.
Burada göreceğiniz tüm kostümler orjinallerinin replikasıymış.
 



İğnedenlik ve yüksüklerin renklerine bakar mısınız.? 
Ne tatlı, şeker gibi..





Güneş, ay ve beş zirve(?)nin tasvir edildiği, kraliyet ailesince kullanılan sürgülü kapı panelleri.


15. yüzyılda oluşturulmuş, hem güney hem de kuzey Kore'nin kullandığı Hangıl alfabesi. Güney Kore'nin Hangıl-Hangul dediği bu alfabeye kuzey Koreliler başka bir isim vermişler.
20. yüzyıl başlarında kullanılan Prens Yeong'un eşine ait tören giysisi. Bu kadar süslü elbiseler içinde nasıl rahat ediyorlarmış acaba?

19. yüzyılda kullanılan prenses gelinliği. 


    
Gelinliğin üzerindeki işlemenin güzelliğine bakar mısınız. Bin bir emekle ve kim bilir ne kadar zamanda hazırlanmıştır.
Anadolunun bir çok yerinde hala geleneksel bindallı ve başa kırmızı tülbent gelin kıyafeti olarak kullanılıyor. Günümüzde düğün öncesi kına gecesinde tercih edilen bindallının çıkışı Anadolu gelin kıyafetidir.
 Beyaz gelinlik ilk kez Kraliçe Viktorya tarafından giyilmiş, Avrupa'dan başlayarak zamanla tüm dünyada tercih edilen bir gelin elbisesi olmuş. 
 
                                 Kralın                ve         Kraliçenin                                                                                     
                                                      kraliyet mühürleri.
Ben de Ziya niye her gittiği yerden kaplumbağa figürleri alıyor diyordum. Şimdi anladım.
Etnografik eserlere pek ilgi duymam. Bu nedenle az sayıda ürün olmasına rağmen çanak çömlek ve mücevher sergilenen kısımlara vakit ayırmadım. Dolayısıyla buraya da yazamıyorum.  
Böylesi sunumlar ve sergiler bir toplumun kültürel yaşamına ilişkin ipucu elde etmenin en iyi yollarından biridir. 

Gidin görün derim.