11 Ekim 2014 Cumartesi

LAGO MAGGIORE EXPRESS
Mine Kayam
Yaz bitmeden Maggiore'de yapacağımız gezileri bitirmeye çalışıyoruz. Bu hafta sonu yaz başından beri peşinde olduğum Maggiore Express turuna katılmaya karar verdik. Bu tur Arona'da gemiyle başlıyor. İsviçre Locarno'da gemi kısmı bitiyor, oradan trene geçiyoruz.
Biz bize yakın olduğu için ikinci durak olan Angera'dan tura katıldık.
Biletlerimizi iskeleden aldık; tam bilet 32, çocuk ise 16 Euro, eğer isterseniz öğle yemeğini gemide yiyebiliyorsunuz, yetişkin menü 15, çocuk menü ise 10 Euro. Yemek fiyatları bana çok pahalı gelmedi ama biz yinede evden sandviçlerimiz ve içeceklerimizi getirmiştik. 
Gemimiz iskeleye tam vaktinde saat 10:20 de yanaştı. Umduğumdan daha büyük olduğunu görünce sevindim rahat rahat dolaşabileceğimiz bir gemiydi. Gezini ilk bölümü yani gemi kısmı yaklaşık dört  saat sürecekti. Bu süre biraz gözümü korkuttu ama çevreme bakmaktan fotoğraf çekmekten vaktin nasıl geçtiğini anlamadım.
  Gerçekten çok güzel manzaralar vardı ne tarafa bakacağımız şaşırdık.
Açık hava manzara güzeldi de, biz yine de üşüdük. Aldığımız montlar yetmeyince aşağıya kafeteryaya inmek zorunda kaldık.
Kafeterya çok güzel ferah ve temizdi. Tek üşüyen bizdik galiba çünkü bizden başka kimse yoktu. Kafeterya fiyatları da gayet makuldü, çay kahve, meşrubat, sandviç (çok sınırlı seçeneklerle) bulabilirsiniz ya da bizim gibi getirdiklerinizi yiyebilirsiniz.

Durduğumuz yerlerde inmiyorduk ama uzaktan bakmak bile çok güzeldi.
İsviçre tarafına geçtiğimizde gemimize hemen İsviçre bayrağı çekildi. Turistlere yanlarında pasaport getirmeleri söyleniyor olsa da kontrol yapmıyorlar. Sanırım sadece tedbirli olmak istiyorlar.

Bu adanın adı Isole di Brissago, çok güzel görünüyordu.
Nihayet gölün sonuna, Locarno'ya ulaştık.

Lucarno'da dolaşmak için bir buçuk saat kadar süremiz var. Burada yemek yiyebilir, vagonlu araçla kısa şehir turu yapabilir ya da bizim gibi sahildeki parkta dolaşabilirsiniz.
Algıda seçicilik diyebiliriz belki benim ilk gördüğüm dükkan "Saray Kebap"tı!
Lucarno tren istasyonundan Domodossola trenine biniyorsunuz ve iki saatlik bir tren yolculuğu yapıyorsunuz. Yine bu iki saatin nasıl geçtiğini anlamadım çünkü cama yapışmış vaziyette yolculuk yaptım. Yıldırım tren koltuklarının darlığından biraz şikayetçi olsa da ben hiç farkına bile varmadım. Dağlar, vadiler, dereler inanılmazdı. Dediğim gibi cama yapışmış vaziyetteydim.

Turdan döndükten sonra İtalyanca öğretmenimden bu dağlarla ilgili bilgiler edindim ve daha çok etkilendim. 1900 lerin başında kuzeyde yaşayan İtalyan ailelerin erkekleri bu dağlarda madenlerde, köprü ve tünel yapımında çalışmaya gelir, kadın ve çocuklar köyde kalırlarmış. Erkekler eve sadece kışın en yoğun olduğu, dağlarda çalışamadıkları zamanlarda, Aralık ve Ocak aylarında gelirlermiş. Benim öğretmenimin büyük büyük babası da bu erkeklerden biriymiş.

Domodossola'da trenden indiğimizde Arona trenini yakalamak için 15 dakikanız var. Binmek isterseniz rahat rahat yeten bir süre. Bir sonraki tren bir saat sonra. Biz de o kadar Domodossola'ya geldik biraz dolaşalım dedik ve şehri keşfettik.

Domodossola çok büyük olmayan, Alplerin eteğinde bir şehir. Asıl önemi İsviçre ve İtalya'yı bağlayan demiryolunun bağlantı noktası olması. Biz gezdiğimiz için mutlu olduk(ama gezmeseydik de kayıp değilmiş). Buradan trene bindikten sonra istediğiniz yerde, vapurla nereden bindiyseniz orada ya da farklı bir yerde inebilirsiniz. Bizim arabamız Angera'da olduğu için Aronada indik veeee broşürdeki vapur, tren saatlerini dikkatli kontrol edin yazısını neden yazdıklarını anladık çünkü Arona'dan son Angera vapurunu kaçırmışız.! Olsun canım dedik biz de otobüsle gideriz amaaa İtalya'da olduğumuzu unutmuşuz. Akşam altı-yediden sonra belediye otobüsü de yok!!!! Büfedeki adam bize ancak yüzerek(!) geçebileceğimizi söyledi. Neyse ki istasyonun oradan yarım saat beklemenin sonunda bir taksi bulup arabamıza kavuştuk. Sakın bu cümlemden taksi bulmanın kolay olduğunu zannetmeyin, İtalya'da küçük kasabalarda taksi bulmak gerçekten çok zor. O nedenle broşürdeki saatleri gerçekten DİKKATLİ okumak gerekiyormuş. Son kısmında biraz sıkıntı yaşamamıza, biraz da yorucu olmasına rağmen gerçekten güzel bir geziydi.