17 Şubat 2014 Pazartesi

BİR KÜÇÜCÜK MÜZECİK 2
Osmanlı Bankası Müzesi
11 Şubat 2014 günü İstanbul'a gidip Beyoğlu'nda dolaşayım diye yola düştüm. Amacım Esenlerden Karaköy'e kadar raylı sistemle gidip oradan tünelle İstiklal caddesine çıkıp serseri serseri dolaşmak. Karaköy'de fikrimi değiştirip tüneli kullanmak yerine yürüyerek çıkmaya karar verdim. 
Bu arada aklıma daha önce iki kez gittiğim, kurgusunu Prof. Dr. Edhem Eldem'in yaptığı Osmanlı Bankası müzesi düştü. 
Bankalar caddesindeyim. 
Soldaki binalardan biri eski Osmanlı Bankası binası, 
şimdi Salt Galata adıyla kültür merkezi hizmeti veriyor. 

Heybetli binanın içinde; bodrum katında, ücretsiz girilebilen, sevecen görevlilerin çalıştığı 2002 doğumlu müze, önceki gidişlerimde hiç çıkmadığım üst katta kütüphane,
 kafeterya ve kapalı olduğu için vitrininden görebildiğim kadarıyla İstanbul temalı kitaplar ve daha başka şeylerin satıldığı küçük bir dükkan var. 
Bir de İstanbul'un üçüncü ve dördüncü tepeleri manzarası.. 
Osmanlı bankası 1856 yılında Kraliçe Viktorya'nın fermanı ve padişah Abdülmecit'in onayıyla özel bir İngiliz bankası olarak kurulmuş. 1863 yılında Fransız sermayesinin katılımıyla Bank-ı Osmani-i Şahane adıyla imparatorluğun resmi merkez bankası görevini üstlenmiş. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra adındaki şahane sıfatı kaldırılarak yeni kurulan Türkiye'nin merkez bankası olarak rolüne devam etmiş. Bu rolü 1931 yılına kadar sürdürüp Türkiye Cumhuriyeti Merkez bankasıyla halef-selef olmuş.
 
Bankanın sembolü, etrafı kaplayan yemyeşil ağaç, çocukken bana hacmiyle, rengiyle gerçek ağaçmışçasına mutluluk verirdi. Osmanlı bankası 2001 yılında Garanti bankası ile birleştikten sonra bankacılık sahnesinden adıyla sanıyla silinmiştir.
Şimdi müzeyi dolaşalım.
Ana sergi salonuna
banka tarihini anlatan dokümanlar, fotoğraflar ve kuruluş öyküsünü anlatan panolar yerleştirilmiş.
1863 tarihli hisse senetleri,
 İlk çek örnekleri,
burada sergilenenlerden.
Bakkal Mehmet Efendinin cari hesap kayıtlarını tutanın el yazısındaki özene dikkatinizi çekerim. 

 Ülke kadar karışık bir dünya temasıyla etnik bakımdan personel yapısı anlatılmış. En alt seviyede çalışanlar eğitim oranının düşük olmasıyla yorumlanarak müslümanlar olarak belirtilmiş.  Harita ve istatistik verileri gibi bilgiler bu bölümde paylaşılmış.
Salona açılan kasalara girdiğinizde;
 müşteri hesap kartları, 
imha edilmiş banknot desteleri
 1908 tarihli iptal edilmiş V. Mehmet Reşad imzalı 5 lira,
Sultan II. Abdülhamid tuğralı 100 kuruşluk filigranlı kaime
1875 tarihli 1 liralık banknot,
ve bunlara benzer çok sayıda örnek ile
 patent kayıtlarının
hepsinin vaktinde bankada kullanılan ve müze demirbaşları olan bu kasalarda sergilendiğini görüyorsunuz. 
Kasa dairesine girmek başlı başına heyecan vericiyken tarihe dokunmak cabası.
Üst kattaki kütüphanenin
 
orta yerinde bulunan bu koca kasaya girip merdivenle bir kat inince karşınıza bir okuma köşesi çıkıyor.  


 
Kütüphanede çeke çeke bu kartpostal kitapçığının fotoğrafını çekmişim. İdare edin.
Müzeden ayrılma vaktim geldi.
 Çıkınca tam karşıda yok yok değil. Karşıda biraz sağda tarihi Kamondo merdivenlerinden yukarı İstiklal caddesine doğru yürümeye koyuldum.
 Dantel gibi görünüyor. Herkes merdivenleri alt ucundan fotoğraflar. Ben üst kenarından fotoğrafladım. Aslında yalan söylüyorum. Alt uçtan da çektim ama kötü görünüyordu ben de bunu tercih ettim. 
 Galata yolunda gördüğüm bir dükkanın kapısında asılı rengarenk oyalardan sonra Galata kulesinin önündeyim.
Benim İstiklalde serseri serseri gezme isteğim başka bir zamana kaldı. 
 Hoşçakalın!





2 yorum:

  1. Galata nın arka sokaklarında eskiden eskiciler vardı. Taşındılar sonra.. Hiç eskici dükkanı kalmamış mı acaba. Çok güzel parçalar vardı yıllar önce gittiğimizde.

    M.

    YanıtlaSil